Fırsat buldukça Biteze kaçarız ailece. Çünkü orada bizim çocukluğumuzun geçtiği Kadıköyümüzün havası vardır. Taze ve dalından yeni kopmuş meyvalar , havası ve denizi bizleri alır yetmişli yıllara götürüverir.
Çocukluğumuzu geçirdiğimiz Kadıköyde ne AVM (alış veriş merkezi) vardı nede trafik vardı. Sokaklar birer alışveriş merkezi idi zaten. Mahallemizde sabahtan akşama kadar oynar sonra soluğu Bakkal amcada alırdık bütün mahallece. Parası olmayan parası olana yanaşır veya Bakkal amca halden anlar bugünde kolalarınız benden derdi kese kağıdına koyduğu biskuvileri uzatırken bizlere. Bitezde çocuklarımdan "Baba bakkal amcaya götür bizi " diye duyunca o günler canlandı aklımda ister istemez. Merak ettim neden Bakkal amca demişlerdi ? Neydi onlarıda bakkala çeken diye? Beraberce gittik her zaman yemek yediğimiz sahile yakın bakkala çocuklarla beraber. Son derece sevimli ve içten bir çift göz karşıladı bizi daha dükkanın girişinde. Halini hatırını sordu çocukların , bana "rahat bırak onları bir gazoz ikram edim sana , inceler onlar uzun uzun mallarımı " dedi. Sıra para ödemeye gelince bizim boğaçhanın parası çıkışmadı aldıklarına . Ben üstünü ödemeye kalkınca bir göz kırptı onlara çaktırmadan bana ve " Boğaçhan abi sonra verirsin " dedi ve Birde makas aldı yanaklarından. AVM lerde olmayan ruh buydu herhalde, trafikte sıkışmıyordu bitezde . Ara sıra yalnız geçerim bakkal amcanın önünden. Hemen önümü keser ve sorar "Nasıl bizim afacanlar ?" diye. Enteresan olan ne biliyormusunuz ? Bizim afacanlarda bakkal amcalarını soruyorlar devamlı. Çok pahalı ,teknolojik oyuncaklar satmıyor belki onlara ama onların bakkal amcaları nede olsa. Başbakan o bakkaları büyümeye çağırıyor artık. Atlanılan şey o bakkallar zaten büyük, bir mahalle ve ilçe hatta şehir , onlar aslında tüm Türkiye. Onlar biziz, bizim geçmişimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder