Bir kez daha Kadıköylü olmaktan gurur duydum. Duymamak eldemi ? Bir yanda kendi aralarında sosyal ağlar vasıtası ile biraraya gelen insanlar, bir yanda belediyecilik görevini sadece kendi sınırları ile kısıtlı görmeyen bir başkan ve personeli. Herkez tek yürek olmuş , karınca misali  çok uzaklarda kendilerinden bir haber olan insanlara yardım çabasında. Her şeyin ötesinde onlarla empati kurarak dakikaların, saniyelerin onlar için ne kadar önemli olduğunun farkındalar. Yapılan her yardım tek tek ayrıştırılarak özenle kolileniyor. Gözüne çay dökülen bir bayan yüzünü yıkayarak hemen işinin başına dönmek için çırpınıyor, bir çok gönüllü üzerindeki montu , hırkayı bile kolilere koyuyor. Gece olduğunda bir çok kişinin iş yaparken çıkardığı eşyaların dahil kolilendiği ortaya çıkıyor. Yardımı götürecek tır şöförlerinden resim çekip yardımlarının doğru adrese teslim edilmesini  düşünüp, bunu sosyal ağlarda paylaşacağını söyleyenler, vandan gelen talep ve ihtiyaç listesine göre anında güncellenen bağışları toplamak için arabaları ile konvoy oluşturanları görünce  insanın tüyleri diken diken oluyor.Tırlar sanki pikapmış gibi anında yükleniyor. Herkez kendini ve sorunlarını unutmuş tamamen oradaki insanlara nasıl yardımcı olabilirim diye Kadıköy belediyesinde bir araya gelmiş durumda. Sanatçısı, belediye başkanı, ögrencisi ve ev hanımları tekstil işçisi gibi çalışıyor. Kimse kimseye ne yapması gerektiğini söylemiyor, o kadar bilinçli ve istekli bir topluluk varki tam da Cumhuriyet bayramı öncesi Kadıköyden mesaj veriyorlar. Ne mutlu türküm diyene...

Hiç yorum yok: