BALIKÇIYI ANMAK...

"Burası engin göklerin ülkesidir. İçten gelen bir türküyü kapıp koyverin , uzaklıştıkça türkü gökte masmavi olur... Işık burada yalnızca karanlığı aydınlatmakla kalmaz, aydınlattığı şeyi değiştirir ve görülen bir şiire çevirir. Başka yerde ölüp nur içinde yatılacağına , burada nur içinde yaşanır. Gece yıldızlar , tek tük görülen mıymıntı şeyler değil, yıldız kalabalığına engin gece dar gelir. Sanki pırıltılarıyla göğü sarsıp gürlerler. Hele ay ufukları bir görüne koysun, evren bir peri masalına döner. " Cevat Şakir Kabaağaçlı

Kim bodrumu bu kadar güzel ve içten anlatabilir ? Kim bodrumda bu kadar içten ve doğal yaşayabilir ? Tabiki o, Halikarnas balıkçısı. Yine malesef ölüm yıldönümü, ancak acaba onu ne kadar tanıyor ve tanıtıyoruz. Bakın Balıkçının vasiyeti neydi?

HALİKARNAS BALIKÇISI’NIN VASİYETİ
Şadan Gökovalı, (Manevi oğlu) Halikarnas Balıkçısı’nın kendisine yaptığı vasiyeti şöyle anlatıyor;
"Yazacağım bunlar ama belki yazamadan giderim. Sana şimdiden söylemiş olayım. Bodrum’a gömülmek istiyorum. Bittabi orayı çok sevdim. Hayli hizmetim de geçti. Belediye’yede yazmak istiyorum ama sana söyleyeyim daha iyi. Mindos kapısı tarafında bir yere gömsünler beni, yanımda Hatice’ye de (son eşi) bir yer ayırsınlar. Sakın mermer, beton filan istemem ha... Bir taş bulun, uzunca bir taş, yazısız. Onu diken mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymış şu tarihte doğup şu tarihte ölmüşüm. Katiyen yazı istemiyorum, basit bir taş. Eh bizim tekne su almaya başladı. Şatafatı da sevmem, tepelere, deniz gören yerlere gömülmem şart değil. Nasıl olsa yattığım yerden denizi seyredemem, denizi ruhumda yaşatıyor gönül gözüyle her zaman görüyorum. Suat (oğlu) sık sık ziyaret edebilmeleri için İzmir’e gömmek istediklerini söylüyor. İstemem yahu. Bodrum’u severim bilirsin. Beni ziyaret için çocuklar arasıra da olsa gezmiş, hava almış olurlar. Zaten ben saygı duruşu isteyecek değilim ya. Balıkçı’ya bir Merhaba yaraşır.”

Ne güzel demiş " Gönül gözüyle görmek" ve onun içten " Merhaba" sı. Bügünlerde onu anacağız ama bana kalırsa onu sadece birgün değil haftalarca anmamız gerekir , Bodrumdaki tüm belediyeler diktikleri ağaç fidanı kadar onu saymalı ve yaşatmalı. Eğer bu günlerde geri dönseydi acaba kim onun karşısına çıkıp cesaretle Bodrumdaki doğal değişimi ona anlatabilirdi ? Kim biliyormusunuz ? Hiç kimse.

Hiç yorum yok: